top of page
Hurma: Ramazan ayında hurma en çok tüketilen meyvelerden biridir. Bunun farklı sebepleri vardır. Özellikle peygamber efendimizin hadisleri bu konuda oldukça etkilidir. " Resulullah (SAV), namaz kılmazdan önce birkaç taze hurma ile orucunu açardı. Eğer taze hurma yoksa kuru hurma ile açardı. Eğer kuru hurma da bulamazsa birkaç yudum su yudumlardı" (Ravi : Enes R.A). Bunun yanında yine hurmanın farklı faydaları vardır. Bunlar;  içerdiği besin değerleriyle sağlığa etkisi büyüktür. Bunun yanında vücudu temizlediği, kalp sağlığına koruduğunu, hafızayı güçlendirdiğini tansiyona ve diyabet gibi birçok hastalığa karşı mücadele ve tedavi ettiğini belirtti.
 
ORUÇ İLE İLGİLİ KAVRAMLAR
SAHUR:Oruç tutacak kişilerin imsak vaktinden önce gece yedikleri yemeğe sahur denir. Sahur oruca dayanma gücü verdiğinden, sahura kalkmak müstehaptır. Hz. Peygamber, "Sahur yiyiniz; çünkü sahurda bereket vardır." buyurmuştur (Buhari, savm, 20; Müslim, Sıyam, 9). İftarda acele etmek, sahuru geciktirmek sünnettir. Ayrıca sahur vakti, duaların makbul olduğu vakitlerden biridir.
Ramazan Davulcusu: Ramazanda sahur vaktine insanları uyandırmak için ramazan davulcularının davullarıyla mani söylemeleri osmanlıdan kalma ve hala süren bir gelenektir.
İFTAR: Orucun sona erdiği vakit olan güneşin battığı ve akşam namazının vaktinin girdiği zamana denir. İftar yemeğini yiyerek o günki orucumuzu tamamlamış oluruz.                                                               Hz peygamber efendimizin iftarda ettiği dualardan biride şu şekildedir;
   - Allah'ım, senin için oruç tuttum. Sana inandım. Sana güvendim. Senin verdiğini yiyeceklerle orucumu açıyorum. Verdiğin nimetlere şükürler olsun."
    İftar duasını bu şekilde yapmak şart değildir. İsteyenler içinden geldiği gibi istedikleri şekilde dua edebilirler Orucumuzu açtığımız zaman olan iftar vakti, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için bütün gün aç ve susuz geçiren oruçlunun en duygulu olduğu andır. Kendisi için akşama kadar oruç tutarak ibadet eden kimsenin duygularını en iyi bilen ve duyan Allah'tır. İftar vaktinde içten yapılan duaları kabul eder.
İMSAK: Sözlükte "kendini tutmak, engellemek, el çekme, geri durma" anlamlarına gelen imsak, dinî bir kavram olarak, imsak vaktinden, iftar vaktine kadar yemeden, içmeden, cinsi münasebetten ve diğer orucu bozan şeylerden uzak durmak, el çekmek demektir. İmsakın zıttı iftardır.

İslâm'ın temel esaslarından biri olan orucun, tek rüknü imsâktır. Kur'ân-ı Kerim'de, "Artık (Ramazan gecelerinde) onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın." buyurulmaktadır (Bakara, 2/187). İmsak vakti, başka bir deyişle oruç yasaklarının başlama vakti, fecr-i sâdık, yani tan yerinin ağarmasıdır. Bununla yatsı namazının vakti çıkmış, sabah namazının vakti girmiş olur. Bu vakit aynı zamanda sahurun sona erip, orucun başladığı vakittir. İftar vakti ise, oruç yasaklarının sona erdiği, güneşin batma vaktidir. Bu vakitle birlikte akşam namazının vakti girmiş olur. Gündüz ve gecenin tam olarak teşekkül etmediği yerlerde, imsak ve iftar vakitleri, buralara en yakın normal bölgelere göre belirlenir
TERAVİH: Ramazan ayında yatsı namazı ile vitir namazı arasında kılınan nafile namazdır.Teravih namazının her dört rekatın sonunda biraz dinlenerek kılmak müstehaptır. Buna dinlendirmek, rahatlamak anlamına gelen terviha denir. Teravih de “terviha” nın çoğuludur. 
 
 Teravih namazı sünne-i müekkededir ve orucun değil, Ramazan ayının bir sünnetidir.Hz.Peygamber (s.a.s) “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan dileyerek Ramazan namazını (teravih) kılarsa, onun gelmiş günahları bağışlanır.”(Müslim,”Salatü’l Müsafirin” ve “Kasruha”,174) diyerek Müslümanları bu namaza teşvik etmiştir.
ORUÇ TÜRLERİ
 
 
Farz oruç: Rаmаzаn ayında tutulan oruç oluр mükellef olаn herkesіn bu ayı oruçlu geçirmeѕi, eğer аyın tаmаmını veyа bazı günlerini oruçѕuz gеçirmişsе onlаrı kaza etmesi gerekіr. Ramazanоrucunun bu aуda tutulmaѕına eda, daha sonra tutulmаsınа da kaza denir.
Kefaret oruçları da farzdır. Bunlаrın vacip оlduğunu söyleyen âlіmler de vardır.


Vacіp oruç: Adak nezir оruçları vе başlanıp bozulan nafile oruçların kazaѕı olarak tutulacak oruçlar vаciptir. Bellі bir vаkitte veyа vakit belirtmeksizin oruç tutmаyı adayan kişi, kеndisini oruç borçlusu hâlіne getirmiş olur; dolаyısıylа bunu yerine getіrmesі vaсiptir. Şаfiilere göre іse bozulmuş olаn nafile orucun kazası yоktur.

Sünnet ve mеndub oruç: Hz. Peуgamberin gеnеlliklе oruç tutmayı âdеt edindiği veya tavsіyе ettiği günlerde, mesela haram aуlar olarak anılan zilkаde, zilhiссe, muhаrrem ve receb aylarında,оruç tutmak sünnet vеya menduptur. Muhаrrem ayında bіlhassa dokuzuncu ve оnuncu günü aşure günü veуa оnuncu ve on birinсi günü, recebin birinсi, şabanın on beşinci, zіlhіccenіn ilk dokuz günü, kameri takvime göre hеr ay üç gün ve özellіkle de onüç, ondört ve оnbeşinci günlеri eyyâm-ı bîd, şevval aуında аltı gün, hаftа içinde pаzаrtesi, perşembe günleri tutulan oruç, Sаvm-ı Davud dеnеn ve günaşırı oruçlu olmak şeklindeki uygulama, kurban bayramından bir önceki arefe gün tutulan oruç bu tanıma uymаktаdır.

Nаfіle oruç: Farz, vaсіp ve mekruh оlmayan, hakkında hеrhаngi bir rivayet de bulunmaуan günlerde ѕеvap niyetiyle tutulаn оruçlardır. Oruç tutmanın yasak оlduğu günlеr de vardır: Ramazan bаyrаmı’nın ilk günü vе Kurbаn Bаyrаmı’nın dört günü oruç tutmak tahrimеn mеkruhtur. 
ORUÇ İLE İLGİLİ HÜKÜMLER
 
Oruç Nedir?
 İslâm'ın beş esasından biri de Ramazan ayında oruç tutmaktır Oruç, niyet ederek tan yerinin ağarmaya başlamasından (yani 
imsak vaktinden) itibaren güneş batıncaya kadar yememek, içmemek ve cinsî ilişkiden uzak durmak suretiyle yerine getirilen bir ibâdettir 

 
Oruç kimlere farzdır? 
Bir kimseye orucun farz olması için kendisinde üç şartın bulunması gerekir; Bunlar: 

 
1- Müslüman olmak 
2- Akıllı olmak 
3- Ergenlik çağına gelmiş bulunmak 
Bu şartlar kendisinde bulunduğu halde, oruç tutamayacak derecede hasta olanlar ile yolcu olanlar, oruç tutmayabilirler Hastalar iyileşince, yolcular da memleketlerine dönünce, tutamadıkları günlerin orucunu kaza ederler 
Ergenlik çağına gelmeyen çocuklara oruç tutmak farz değildir Ancak bünyelerine zarar vermeyecek şekilde çocukları da yavaş 
yavaş oruç tutmaya alıştırmak uygun olur 
Lohusa olan kadınlarla âdet görena kadınlar, bu hallerinin devam ettiği günlerde oruç tutamaz, namaz kılamazlar Bu sebeple 
Ramazan ayında tutamadıkları oruçları Ramazandan sonra uygun bir zamanda kaza ederler, yani gününe gün tutarlar 
Kılamadıkları namazları ise kaza etmezler

Ramazan Orucu Kaç Gündür? 
Ramazan ayı bazı yıllarda 29, bazı yıllarda da 30 gün olmaktadır Ramazan ayı 29 gün olduğu zaman oruç yine tamdır Çünkü 
farz olan, Ramazan ayının tamamını oruçlu geçirmektir Bu sebeple; Ramazan ayının 29 gün olduğu yıllarda tutulan orucun eksik olması sözkonusu değildir Nitekim Peygamber Efendimiz 9 Ramazan orucu tutmuştur Bunlardan dördü 29 gün, beşi de 30 gün olmuştur 

 
Ramazan Ayı Başlangıcı ve Sonu Nasıl tesbit Edilir? 
   Farz olan orucun vakti Ramazan ayıdır Bu sebeple Ramazan ayının başlangıcı ile bayram gününün doğru olarak belirlenmesi 
büyük önem taşımaktadır 

    Ramazan ayı ile bayramları, hilâli gözleyerek tesbit etmek esas olmakla birlikte bunlar, astronomi ilminden yararlanarak hesapla 
da tesbit edilebilir Maksat, Ramazan ve bayramların doğru olarak belirlenmesidir 

Nitekim, namaz vakitleri de Kitap ve Sünnette güneşin hareketi ile yani dünyanın güneş etrafında dönmesi ile meydana gelen ışık 
ve bölge durumlarına bağlanmışken bugün, bunlar dikkate alınarak namaz vakitleri hesapla belirlenerek takvimlerde 
gösterilmektedir 

    Günümüzde yapılan bütün gözlemler de astronomik hesapların doğruluğunu kanıtlamaktadır 
    1978 yılında 19 İslâm ülkesinden 40 Din ve Astronomi bilgininin katılmasıyla İstanbul'da toplanan "Ru'yet-i Hilâl" 
konferansında; Kamerî aybaşlarının tesbitinde, hilâlin ister çıplak gözle, isterse modern ilmin rasat metodlarıyla olsun görülmesi 
esas olmakla beraber, astronomların hesapla tesbit ettikleri Ramazanın başlangıcı ve bayram günlerine itibar edileceği kararına varılmıştır Böyle olunca, takvimlerde belirtilen, Ramazanın başlangıç ve bayram günlerine şüphe ile bakmak yersizdir 

 
Oruca Ne Zaman ve Nasıl Niyet Edilir? 
Orucun önemli bir şartı da niyettir Niyetsiz oruç sahih değildir Bu sebeple Ramazan orucuna niyetin ne zaman ve nasıl 
yapılacağının bilinmesi gerekir 
   Ramazan orucu için güneşin batışından itibaren kuşluk vaktine kadar niyet edilebilir; Şayle ki: 
Normal olarak oruca sahur yemeğini yedikten sonra niyet edilir Ancak sahurda uyanamayıp yeme - içme zamanının bittiği imsak 
vaktinden sonra kalkan bir kimse, güneş doğmuş olsa bile, kuşluk vaktine kadar o günün orucuna niyet edebilir Yeter ki, imsak vaktinden sonra orucu bozacak bir şey yapmasın 
    Sahura kalkmak istemeyen bir kimse, akşamdan sonra yarının orucuna niyet edebilir, geceleyin kalkıp tekrar niyet etmesi 
gerekmez 
    Oruç tutmak maksadıyla sahura kalkmak niyet sayılır Sahura kalkmayan ve daha önce oruca niyet etmeyen bir kimse de kuşluk vaktine kadar niyet edebilir Böyle geç niyet etmiş olanların oruçlarında bir eksiklik yoktur Kuşluk vaktinden sonra ise oruca niyet edilmez 
    Niyet, esasen kalp ile olur Yani geceleyin, yarın oruç tutacağını kalbinden geçiren kimse niyet etmiş demektir Oruç tutmak 
düşüncesi ile sahur yemeğine kalkan kimse, hem içinden niyet etmeli, hem de dil ile: "Niyet ettim Ramazan-ı şerifin yarınki 
orucuna" diye söylemelidir Her günün orucuna ayrı niyet etmek lâzımdır
 
ORUÇ İBADETİNDE KAZA VE KEFFARET NEDİR? 
   Kaza: Bozulan orucun yerine gününe gün oruç tutmaktır Özürsüz olarak Ramazan ayında oruç tutmamak hem günahtır hem de cezası vardır Ancak bir kimse aşağıdaki durumlarda Ramazan orucunu tutmayabilir, veya başlamış olduğu orucu bozabilir 
Ancak sonradan ilk fırsatta tutamadığı oruçları kaza etmesi gerekir Ramazan orucunu başka zamanda tutmayı gerektirebilecek özürler şunlardır: 

 
1- Hastalık: Bir hasta oruç tuttuğu takdirde hastalığının artmasından veya uzamasından korkarsa oruç tutmayabilir Hastalığı iyileşince tutamadığı oruçları kaza eder Hastaya bakan kimse de böyledir 
2- Yolculuk: Ramazan ayında yaklaşık 90 km mesafeye yolculuğa çıkan kimse oruç tutmayabilir Yolculuk hali bitince tutmadığı günleri kaza eder             Oruç tutmasında bir güçlük yoksa yolcunun oruç tutması daha hayırlıdır 
3- Zor görmek: Orucu bozmak için ölümle veya vücuduna bir zarar verilmekle tehdit edilen kimse orucunu bozabilir Bozduğu 
orucunu sonra kaza eder 
4- Gebe ve Emzikli Olmak: Gebe veya emzikli olan bir kadın, oruç tuttuğu takdirde kendisine veya çocuğuna bir zarar 
geleceğinden korkarsa oruç tutmayabilir Gebelik veya emziklilik hali sona erince tutamadığı günleri kaza eder 
5- Şiddetli Açlık ve Susuzluk: Oruçlu bir kimse açlık veya susuzluk sebebiyle aklının bozulmasından veya vücuduna ciddî bir zarar geleceğinden korkarsa, orucunu bozabilir Sonra uygun bir zamanda tutamadığı oruçları kaza eder 
6- Yaşlılık ve Düşkünlük: Vücudu günden güne düşen ve oruca dayanamayan iyice ihtiyarlamış olan kimseler oruç tutmayabilir 
Bunlar sonradan da orucu kaza edemiyecekleri için tutamadıkları her günün orucunun yerine fidye verirler İyileşme ümidi 
olmayan hastalar da böyledir Yani onlar da tutamadıkları her bir Ramazan orucu için fidye verirler 

 
 
Fidye Nedir? 
  Oruç tutmaya gücü yetmeyen düşkün ve yaşlı kimseler ile iyileşme ümidi olmayan hastalar, Ramazan ayının her günü için birer fidye verirler F       Fidyenin tutarı aynen bir sadaka-ı fıtır (fitre) kadardır Bu fidyeler Ramazanın başlangıcında verilebileceği gibi, 
   Ramazanın içinde veya sonunda da verilebilir 
   Fidye verecek olan kimse, isterse fidyenin hepsini bir fakire topluca verir, ayrı ayrı fakirlere de verebilir Bu durumda olan 
kimseler, fidye veremiyorsa, Allah'tan bağışlanmalarını isterler Oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlılar ile iyileşme ümidi olmayan 
hastalar, eğer ileride tutabilecek duruma gelirlerse tutamadıkları oruçları kaza etmeleri gerekir Önceden verdikleri fidyelerin 

hükmü kalmaz, bunlar nâfile bağış sayılır
 
 
 
Keffaret Nedir? 
   Keffaret: Ramazan ayında tutulan orucun, mazeretsiz olarak bile bile bozulmasının cezasıdır Bozulan bir gün orucun yerine iki 
kameri ay veya altmış gün peşpeşe oruç tutmak demektir Ayrıca bozulan orucun da kaza edilmesi gerekir 
   Aynı Ramazanda veya değişik Ramazan aylarında birkaç defa keffareti gerektirecek şekilde orucunu bozan kimseye bunların 
hepsi için bir keffaret orucu yeterli olur Ancak keffareti yerine getirdikten sonra yine kasten orucunu bozarsa bundan dolayı da 
ayrıca keffaret gerekir Yaşlı veya hasta olup keffaret orucunu tutamıyanlar altmış fakire bir günde 60 fidye veya 60 günde bir 
fakire birer fidye verirler 
  Oruca aykırı olan bir şeyin yapılması halinde oruç bozulur Orucu bozan bazı şeyler hem kaza hem de keffareti gerektirir Orucu bozan bazı şeylerden dolayı da sadece kaza gerekir 

 
Orucu Bozup Kaza ve Keffareti Gerektiren Bazı Önemli Şeyler Nelerdir? 
1- Mazeretsiz, oruçlu olduğunu bilerek yemek ve içmek 
2- Oruçlu olduğunu bile bile cinsel ilişkide bulunmak 
3- Sigara içmek veya enfiye çekmek 
4- Ağzına giren yağmur, kar veya dolu tanesini kendi isteğiyle yutmak 
5- Dışarıdan bir susam tanesi kadar bir şeyi alıp yutmak 
İşte Ramazan ayında niyet ederek oruca başlayan kimse, saydığımız bu vb şeylerden birini bilerek ve özürsüz olarak yaparsa orucu bozulmuş olur        Bozulan bu orucu kaza etmesi ve kasten bozduğu için de keffaret tutması gerekir 

Orucu Bozup Yalnız Kazayı Gerektiren Şeyler: 
1- Yenmesi âdet olmayan çiğ pirinç, sade un, sade hamur, pamuk, kağıt gibi şeyleri yemek 
2- Taş, toprak, demir, altın gümüş gibi şeyleri yutmak 
3- Abdest veya abdest dışında hata ile mideye su kaçması 
4- İmsak vakti girdiği halde, henüz girmedi zannederek yiyip içmek, iftar olmadığı halde oldu zannederek oruç açmak gibi 

 
İğne Yaptırmak Orucu Bozar Mı? 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 
 
 
   Ebu Hanife'ye göre, başta bulunan yaraya konulan ilacın beyne ulaşması, karındaki yaraya konulan ilacın içeriye ulaşması 
orucu bozar Buna göre iğne yaptırmak Ebu Hanife'nin ictihadına göre orucu bozar ve kaza gerekir 
    İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre; tabiî olmayan yollar dışında vücudun başka tarafından açılan bir yoldan içeri 
giden ilaç, orucu bozmadığı için iğne yaptırmakla oruç bozulmaz Çünkü vücuda verilen ilaç, ağız gibi tabiî bir yoldan değil, 
deriden açılan başka bir yoldan verilmektedir 
    Ancak, ibadetlerde ihtiyatlı hareket etmek esas olduğundan Ramazanda iğne yaptırmak zorunda olan kimse bunu mümkünse 
iftardan sonra yaptırmalıdır
bottom of page